
CUNDA (ALİBEY) ADASI
İstanbul’un karmaşasından uzaklaşmak, nefes almak, ruhu ve bedeni dinlendirmek için Ege’den daha güzeli var mı ki?
Hafta sonu bile olsa, 2 günlük bir tatille yenilenmek mümkün. Cunda adası da bu iş için biçilmiş kaftan
Gelin birlikte Cunda adasını keşfedelim…

Cunda (Alibey) Adası Tarihi
Cunda (Alibey) Adası’nın bugünkü ismi, Kurtuluş Savaşı’nda padişahın ‘Yunanlılara teslim olun’ emrine karşı gelerek silahlı mücadeleye başlayan ilk birliğin kumandanı Yarbay Ali Çetinkaya’ya ithaftır. Ada daha önce Cunda ve Moshonisia (Kokuluada) isimleriyle tanınıyordu. Piri Reis’in Kitab-ı Bahriyesi’nde bahsettiği Yund Adalarının bu bölgeye ait olduğu tahmin edilmektedir.
Adanın nüfusu 2000 yılı itibariyle 3.000’dir. Ancak bu rakam yazın 20.000’e kadar çıkabilir. Adanın nüfusunun çoğunluğu Girit ve Midilli adalarından 1924 nüfus mübadelesi zamanında göç edenTürkler’den oluşmaktadır. Bu yüzden adanın yaşlı nüfusunun çoğu Rumca(Yunanca)’yı bilmektedir. Son yıllarda ada nüfusu, emeklilik günlerini sakin bir yörede geçirmek isteyen büyük şehir sakinleri tarafından arttırılmıştır.*
Not olarak ekleyeyim; Ayvalık’ı Cunda adasına bağlayan köprü Türkiye’nin ilk boğaz köprüsüdür, köprüden geçerken tabelayı görünce şaşırmayın 🙂
Cunda Adası Gezilecek Yerler

Taksiyarhis Kilisesi
Koç vakfı tarafından restore edilen ve müze olarak hizmete açılan kilise, adanın merkezinde yer almaktadır. Müze içersinde çeşitli zamanlardan kalma günlük eşyalara, tıp malzemelerine, denizcilikte kullanılan cihazlardan, elektrik ve buharlı motorlara kadar çeşitli şeyleri görmek mümkün. Pazartesileri kapalı olan müzeyi diğer günler 10.00-19.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
Kilise Rumların yaşadığı dönemlerde adada yaşayan halkın sabun, zeytinyağı gibi günlük ihtiyaçlarını karşılamasının yanı sıra adalıların ibadet ettiği merkez kilise olma özelliğini de taşımış.
Zamana yenik düşen ve hayvan otlağı haline gelen kiliseyi Koç vakfı kiralayarak yaptığı restorasyon sayesinde eski görkemli haline kavuşturmuş.
Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı
Rahmi Koç müzesine bağlı olan kütüphane Cunda adasının aşıklar tepesinde bulunuyor.Binlerce kitap bağışlayan Coca -Cola CEO’su Muhtar Kent’in desteğine jest olması amacıyla kütüphanenin ismi anne babasının adı olan Sevim ve Necdet Kent kütüphanesi olarak belirlenmiş. Ayrıca tepede bulunan yel değirmeni ise yine Koç vakfı tarafından restore edilmiş ve tüm ihtişamıyla konuklarını ağırlamakta. Yel değirmenin içinde bulunan kafede kahve içmeyi ve tüm Cunda adasını kuş bakışı olarak seyretmeyi unutmayın.
Cunda Sokakları ve Evleri

Cunda’nın arnavut kaldırımlarına eşlik eden çoğunluğu Rumlardan kalma 2 katlı ahşap evler, gerek mimarileri gerekse nostaljik havalarıyla sizleri başka bir dünyaya götürüyor.
Plajlar
Ayvalık denince akla, buz gibi denizi gelir. İşte bu denizi sevenler için ada üzerinde çeşitli alternatifler mevcut.
Arkadeniz ve Çataltepe plajları , Ortunç ve Pateriça koyu’da en çok tercih edilenleri
Cunda’da ne yenir , ne içilir , nerede kalınır kısmına gelecek olursak ;
Dalyan Hayat Bahçesi Butik Otel


İşini sevgiyle yapan bir işletme olarak 10 üzerinden 10 puanı hak ediyor. Sadece 6 odası bulunan tesis için yaz sezonunda önceden rezervasyon yapmak çok önemli .
Aile işletmesi olması sebebiyle kendinizi hemen evinizde hissediyorsunuz. Gerek odaların ve nevresimlerin temizliği ve düzeni, gerekse bahçesinin huzur veren ortamı ve sabah sunulan kahvaltının lezzetiyle tatilinize neşe katan bir mekan. Funda hanım ve oğlu Emrah bey’e ilgileri ve alakaları için bir kez daha teşekkür etmek isterim.

Cunda Deniz Restaurant

Bana göre tartışmasız Cunda’nın en başarılı rakı & balık restaurantı. Mezeler çok lezzetli, özellikle levrek simit , sıcak ot ve girit ezmesini şiddetle tavsiye ederim. Hani her akşam olsa giderim diyeceğiniz bir mekan. Hizmet hızlı ve güler yüzlü, fiyatları da gayet makul. Akşamları yer bulmak biraz sıkıntılı oluyor , o yüzden önceden rezervasyon yaptırmakta fayda var.

Taş Kahve

Cunda’da kahve deyince akla gelen tek mekan olan Taş Kahve her yaştan misafirlerini sarımsak taşından yapılmış duvarları ve büyük pencereleriyle ağırlıyor. Cunda’ya kadar gitmişken Taş Kahveye uğramamazlık etmeyin.
Uno Restaurant
Balık yemek istemiyor musunuz , o zaman sizi Uno Restaurant’a alalım. Pizza, makarna ve şarap keyfi için bir uğrayın derim.
